Siyasetçinin işi zor. Özellikle şu sosyal medya kullanma ve sürekli vatandaşın içinde bulunma gibi zorunluluk yaşayanlar için.
Sosyal Medya siyasetçiler için bulunmaz birer tanıtım mecrası. Ama, o nispette de, siyasetçinin korkulu rüyası.
Nasıl mı?
Mesela bir Milletvekili düşünün. Yaptığı her faaliyeti anında takipçileriyle paylaşıyor; olanı biteni aktarıp izlediği yoldan haberdar ediyor. Bu çok güzel, bulunmaz bir fırsat. Ama, bu fırsat ikili bir tehdidi de içinde barındırıyor.
VEKİL’DEN İŞ İSTE, OLMAZSA FACE’DEN İFTİRA EDERSİN!
Şöyle ki, Milletvekilini takip edenlerden herhangi birisi bir işi için Vekil’e müracaatta bulunuyor. Talebi karşılanmazsa başlıyor sosyal medya üzerinden karalama kampanyasına. Yaptığı haberlerin altına yalan yanlış, yanıltıcı yorumlar atan takipçiler, kendilerini takip edenleri bu şekilde Vekil hakkında yanlışlarla donatıyorlar. Elbet siyasetçinin buna ilişkin hukuki hakları var. Vekil isterse mahkemeye gider; ama, propagandanın etkisini bu azaltmaz ki.
Bir de, sahte isimlerle sosyal medyada yer alanlar var ki, asıl sorun orada. Yazdıkları ipe sapa gelmez şeylerle siyasetçilerin toplum önünde güvenlerinin kaybolmasına sebep oluyorlar. Her türden iftira atmak serbest. Bunun öyle bir etkisi var ki, okuyan bunun yalan olduğunu bilse de, kötü niyetliyse bu gerçekmiş gibi çıkıp sağda solda konuşup, siyasetçiyi lekeleme yoluna gidiyor. Tabii, burada sorun insanların kul hakkının kendilerini dönüp dolaşıp bulacağına inanmamalarından kaynaklanıyor.
PSİKOPATLAR CİRİT ATIYOR!
Bir başka zorluk vatandaşın içinde olmak. Bunun da hem avantajları var hem de dezavantajları. İyi tarafı, milletin içinde olanı millet seviyor, benimsiyor. Bu durumu özel sohbetlerinde dile getiriyorlar.
Kötü yanı ise, psikopat ruhlu bazı tiplerin arıza çıkarmalarından kaynaklanıyor. Bakın buna ilişkin yakın zamanda yaşanan bir olayı aktaralım.
CAMİİ İÇİNDE VEKİLDEN NEYİ TALEP ETTİLER?
Zekiai Aksakallı Paşa’nın rahmetli olan annesinin mevlüt etkinliği var. Halkın en çok içinde olan Milletvekillerimizden İbrahim Aydemir de burada bulunuyor. Mevlüt bittikten sonra, mihrabın önünde taziyeleri kabul eden Zekai Paşa’ya Vekil Aydemir de eşlik ediyor. Gelenler el sıkıp, taziyelerini bildiriyorlar. O arada, yaşı 60’ı aşmış bir adam Vekil’e yönelip diyor ki, “Senin elini sıkmayacağım. Sana Tortum’da bir şey söyledim Yapmadın. Sana küsmüşüm…” Vekil bey şok oluyor, ama vatandaşın beklemesini, taziye merasimi bittikten sonra konuşacaklarını söylüyor. Öyle de oluyor.
BELEDİYE BAŞKANINI NİYE GÖREVDEN ALMADIN?
Milletvekili, yanında Cami İmamı Emrullah bey ve çok sayıda cemaat olduğu halde vatandaşa “Ne istedin de yapmadım?” diye soruyor.
Cevap ilginç. Aslında buna ilginç denilemez evlere şenlik. Aynen şöyle söylüyor vatandaş, “Ben sana dedim ki, Tortum Belediye Başkanını görevden al, sen beni dinleyip görevden almadın.” Vekil Bey’in cevabını merak ediyorsunuz değil mi?
O’da aynen şöyle söylüyor, “Ben de sana, benim böyle bir yetkim yok, O’nu millet seçmiş demedim mi?”
Bu defa vatandaş işi başka yöne çeviriyor, “O zaman bunu niye aday ettin?”
Cemaatten biri dayanamayarak elindeki ayakkabısını kaldırıp, “Sen ne mendebur adamsın, söylediğin şeyi akıllı bir adam dile getirir mi?” deyip tepki gösteriyor. Araya Vekil bey girip sükuneti sağlıyor.
Ey millet, siyasetçinin hali bu! Aslında buna dönük o kadar örnek var ki. Yazmaya kalksan büyük boyutta bir fıkra kitabı ortaya çıkar.
VEKİL HAKKINI KORUYAMAZSA, MİLLETİN HAKKINI NASIL TALEP EDECEK?
Peki, bu durum karşısında siyasetçi ne yapmalı?
Bize sorarsanız, bir defa milleti temsil ettikleri için, yapılan hakaretler, iftiralar da millete yapılmış sayılacağından derhal hukuki haklarını talep etmeliler. Aksi halde, bu işin ardı arkası kesilmez. Bir de kendi hakkını arayamayan, atılan iftiralara sessiz kalan vekil milletin hakkını nasıl koruyacak gibi bir algı ortaya çıkar.
Bakın bu noktada şunu söyleyelim ki, bu olay ve benzerleri, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanımız Binali Yıldırım başta olmak üzere bütün siyasilerin başında. Erzurum’da da, Başbakan yardımcısı Recep Akdağ ile birlikte Mustafa Ilıcalı, Zehra Taşkesenlioğlu, İbrahim Aydemir ve Orhan Deligöz ‘ün başına sürekli geliyor.
NOT: Bu arada önemli bir bilgi de şu, Caminin içinde bu terbiyesizliği yapan adam, Erzurum’u terk edip Bursa’ya göçmüş birisi. Tortum Belediyesinden talep ettiği bir şey gerçekleşmediğinden Belediye Başkanına olan kin ve nefreti ile böyle bir şey yapıyor.