Ana Sayfa Gundem Ekonomi Siyaset Asayiş Eğitim Spor Kültür & Sanat Sağlık & Yaşam Araştırma Polemik Bölge Türkiye
Erbaş Hac organizasyonunu değerlendirdi
Erbaş Hac organizasyonunu değerlendirdi
Şimşek’ten kayıt dışılıkla mücadele vurgusu
Şimşek’ten kayıt dışılıkla mücadele vurgusu
Ulaşımda dev yatırımlar dönemi
Ulaşımda dev yatırımlar dönemi
Son iki haftada 75 terörist etkisiz hale getirildi
Son iki haftada 75 terörist etkisiz hale getirildi
Kurtulmuş: ‘Ecdadın izlerini takip ediyoruz’
Kurtulmuş: ‘Ecdadın izlerini takip ediyoruz’
HABERLER>KÜLTÜR & SANAT
27 Aralık 2018 Perşembe - 12:33

‘Dadaş olunmaz, dadaş doğulur’

Söyleşi: Mahmut AKDAĞ

‘Dadaş olunmaz, dadaş doğulur’

SUNUM:

Erzurum tefekkürünün mühim simalarından Erdal Güzel’in, Erzurum muhayyilesi ve Erzurum gerçeği ışığında dadaşlık kavramına taşıdığı özel yaklaşımı paylaşıyoruz sizlerle. Türk Cihan Hakimiyeti mefkuresine ilham veren şehir Erzurum’un tarifi olan bu özel vurgunun özgün ve ancak olmakla anlaşılabilecek bir mefhum olduğunu kaydeden Güzel, dadaşlığın Ahmet Yesevi’den Alvarlı Efe’ye ortak bir duruş ve özel bir kimliği ifade ettiğine işaret ediyor. Cumhuriyeti kuran ilin, mukaddesleri uğruna nefsinden feragat etmeyi şeref bilen insanlarına atıfta bulan Güzel, Dadaşlığın, Ömer Lütfi Barkan’ın Türk Derviş Kolonizatörlüğü’ndeki tespitlerini paylaşarak, Alperen Gazi Derviş konumunun günümüzdeki takdimi olduğunu paylaşıyor.

Erzurum’un düşünen yüzünü temsil eden Güzel’in dadaşlık tarif, tasvir ve takdimini paylaşıyor, bu ruhun ebediyen yaşaması ve yaşatılmasını diliyoruz.

MAHMUT AKDAĞ

Dadaşlık nedir? Kime Dadaş diyebiliriz? Kaynağı nedir?

GÜZEL: Türk dünyasında Dadaş kelimesine sık rastlanır. Özellikle, Kuzey ve Güney Azerbaycan’da çok yaygındır. Büyük erkek kardeş veya hitap tarzı  olarak kullanılmaktadır. Dadaşlık kavramı içerisinde bir takım nüveler vardır. Bunlar önemlidir. Dadaşlık, Türk -İslâm Kültürünün harmanladığı erdem, fazilet ,ahlak gibi kavramları bünyesinde taşıyan numune-i misal kişiliktir. Türk dünyasındaki Alperenlik kavramının Erzurum’da ki izdüşümüdür diyebiliriz.. Alperenlik ruhu içerisindeki kahramanlık, yiğitlik, bilgelik, erdemlilik gibi özellikler, dadaşlık ruhu içerisinde de vardır. Dadaşlıkta; Yunus, Mevlâna, Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş-ı Veli vardır. Sultan Alparslan’dan, Fatih’den, Yavuz’dan, 4. Murat’tan, Atatürk’ten esintiler vardır. Osman Gazi’nin, Şeyh Edebali’den aldığı düsturlar vardır.

DADAŞLIK KAVRAMI V E İÇERİĞİ

Dadaşlık sizce nasıl bir kavramdır? Tarihi mi, kültürel mi yoksa bir ırkımı temsil ediyor?

GÜZEL: Erzurum denilince akla Dadaş, Dadaş denilince akla Erzurum gelmektedir. Dadaş kültürel bir kavramdır. Erzurum kültürü içerisinde olgunlaşmıştır. Şunu özellikle vurgulamak isterim ki Dadaş ırki bir kavram değildir. Dadaş ırkı diye bir ırk yoktur. Konuya yabancı olan Erzurum’u ve Erzurumluyu tanımayanlar bunu ırki bir kavram olarak izah etmeye çalışıyorlar. Böyle bir şey yok. Dadaşlık Türk ve İslâm kültürünün temiz kaynaklarından beslenir. Erzurumluya giydirilmiş güzel bir elbisedir. Onu hakkıyla taşımak gerekir. Dadaşlık, güç gösterisi, kabadayılık ve külhanbeyliği gibi kavramlardan uzaktır. Dadaşlıkta ,bilgelik, erdemlilik, Alperenlik, âhilik vardır. Dadaşlıkta dostluk, dayanışma, insanlık vardır. Ahlak, edep, saygı, tevâzu yoksa dadaşlık olmaz.

DADAŞLIĞIN BUGÜNÜ

Dadaş denilince akla Erzurum, Erzurum denilince akla dadaş gelir dediniz. Erzurum’un bugünki durumunu Dadaşlık ruhu açısından değerlendirebilir misiniz?

 GÜZEL: Erzurum’un bir çok sıkıntıları var. Ama, buna rağmen Palandökenden, Erzurum’a püfür püfür Dadaşlık ruhu eser. Erzurum yüce bir şehirdir. Bu yücelik, Erzurum insanına yansır. Bugün Erzurum’un kalkınmışlık sorunu var. Bu dadaşlık kültürüne yakışmıyor. Fukaralık, geri kalmışlık, başarısızlık var. Normalde dadaş kültürü bunun altından kalkabilmelidir. Burada dadaşlık kültürünün neresindeyiz diye sormamız gerekiyor. Dadaşlığı ailede, mahallede, ticarette, siyasette kısacası hayatın her alanında görmemiz lazım. Bizim, Dadaşlık kültürünü şehrin her yerinde yaşatabilmemiz lazım. Bu yücelik Erzurum’un belleğinde, insanımızın yüreğinde var. İşte biz ER-VAK olarak bunu bulup çıkartmaya, yeşertmeye ve yaşatmaya çalışıyoruz.

DADAŞ ANALARI

Dadaş ve kadın konusunda neler söyleyebilirsiniz? Sizce Dadaşlık sadece Erkeklere özgün bir kavramıdır?

GÜZEL: Erzurum’da kadın faktörü önemlidir. O yüzden, dadaş erkeklerimiz ve  hanımlarımız vardır. Erzurum’da hanımlara “paşa” denilir. Bu hitabette bile dadaş özelliği ortaya çıkar. Bizde kadın dirayetlidir, cesurdur, otoriterdir, hükmeder. Bizim en önemli tarihi eserimiz bir hanıma atfedilen Hatuniye Medresesi’dir. Bizde kadın Nene Hatun, Kara Fatma, Rabia Hatun, Mama Hatun’dur. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin  hanımlarına olan tavrı, yaşam biçimi, ilim sevgisi dadaşlığı yansıtır.

ABİDE DADAŞLAR

Dadaşlık denilince akla hemen kahramanlık ve vatanseverlik gelmektedir. Bunu bize insanlardan örnek vererek anlatabilir misiniz?

GÜZEL: Hazır konu kadınlardan açılmışken bu kahramanlık ve vatanseverlik duygusunu Erzurumlu kadınlarımızdan örnekler vererek somutlaştırmak isterim. Bu örneklerden ilki Kara Fatma olarak bilinen Fatma Seher Hanımdır. Fatma Seher bir dadaş kızıdır. Hakkıyla dadaşlık giysisini üzerinde taşımıştır. Ülkenin sıkıntılar yaşadığı zamanda  kocası Derviş Bey ile Balkan Harbi’nde  savaşmıştır. Bu savaşta eşi şehit düşmüştür. Cihan Harbi’nden sonra ülke toprakları işgal edilmeye başladığında “Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez” demiş ve silahını alıp Sivas’a gitmiştir. Mustafa Kemâl Paşa ile görüşmüş ve vatan savunması için kendisinden görev istemiştir. Mustafa Kemâl, Kara Fatma’nın gözlerindeki vatan aşkını ve azmini görmüş ve ona istediği vazifeyi vermiştir. Kara Fatma, müfrezesi ile Kocaeli’nde savaşmış, İzmir’in kurtuluşunda yer almıştır. Savaştan sonra ise kendisine verilen maaşı almamıştır. İşte! Dadaş budur. Vatan dara düştüğünde, millet sıkıntıya girdiğinde, onu kurtarmak için cansiperane savaşmış ve kendisine verilen maaşı kabul etmemiştir. Bu bir erdemdir, kahramanlıktır, Alperenlik ruhudur. Kara Fatma kendisine bağlanan maaşı reddederken şunları söylemiştir. ”Ülkemin savunmasını yaparken asla karşılığını düşünmedim. Bu işin bir karşılığı varsa Allah’tan beklerim. Ülkemi savundum ve yaptığımı unuttum.” Onun en büyük gururu göğsünde taşıdığı İstiklâl Madalyası olmuştur. Çok büyük maddi sıkıntılara düşmüş olsa da vatan savunması için bağlanan maaşı almamıştır. İşte bu asil duruş dadaşlık ruhudur.

CEMAL GÜRSEL ÖRNEĞİ

Bir başka örnek de Cemal Gürsel’in annesinden vermek isterim. Şu anda her ne kadar siyasi nedenlerle Cemal Gürsel’in (Cemal Ağa’nın) ismi üzerinden spekülasyonlar yapılsa da ismi stadyumdan kaldırılsa da Cemal Gürsel iyi bir dadaştır.  Onu doğuran ana da gerçek bir dadaştır. Cemal Gürsel’in babası Abidin Bey, subaylıktan emekliye ayrıldıktan sonra Balkan Savaşları’nda vatan savunmasında yer almak üzere Birinci Balkan Savaşına katılır. Ancak savaş kaybedilir ve vatan toprakları Balkan devletlerince işgal edilerek aralarında pay edilir. Savaştan sonra Abidin Bey, gemiyle  yerleşmiş oldukları Ordu ilinin Ünye kasabasına gelir. Bu haberi alan çocukları da babalarını karşılamak limana giderler. Abidin Bey, gemiden indikten sonra eşini arar ancak göremez, evde kendisini karşılamak için hazırlık yaptığını düşünerek eve gelir, ancak kapıda hanımını göremez. Büyük bir endişe içerisinde ” Hanım! Hanım! Diye bağırarak evden içeriye girer ve eşini mutfakta arkasını dönük bir durumda yemek pişirirken görür. “Hanım! Allah iyiliğini versin, yüreğime indirdin” der. Cemal Gürsel’in annesi Zekiye Hanım başını çevirir ve eşine “Ümmetin namusunu ayaklar altına aldırttınız. Bu ümmete büyük bir mağlubiyet yaşattınız. Şimdi kapıda karşılamamı bekliyorsun? Ne hakkın var buna?” diyerek çıkışır. İşte dadaşlığın nüvesinde bulunan kahramanlık, yiğitlik, erdemlilik burada gözükmektedir.

Bu konuya son bir örnek olarak ta Faika Hanımı vermek isterim. İzmir’in işgali esnasında Murat Paşa Cami önünde toplanan halka bir konuşma yapan Faika Hanım, İzmir’in işgalini protesto eylemine öncülük etmiştir. Buda bir başka kahramanlık, yiğitlik örneğidir. Dikkat edin bir kabadayılık, güç gösterisi yok. Asil bir davranış var. Bilgelik var.

DADAŞLIĞIN TEMSİL ETTİĞİ HALETİ RUHİYE

Dadaşlıkta bir isyan ruhu bir özgürlük anlayışı vardır. Bunun yansıması hakkında ne söylersiniz?

Erzurum Kongresi’nin toplanması ve Cumhuriyetin temelinin Erzurum’da atılması boşuna değildir. Vatan sıkıntıdadır. Osmanlı çökmek üzeredir. Bu karanlık günlerde dadaşlar bir araya gelerek ilk önce 17 Haziran Vilayet Kongresini yapmışlar ve göçün durdurulmasını kararlaştırmışlardır. Mehmet Kaplan, “İstanbul’da ahaliyi Erzurum’da milleti görürsünüz “diyor. Burada ki millet dadaştır. Dadaşın isyan ruhu vardır. Kıyamı, başkaldırısı vardır. Haksızlığa zulme karşıdır. Hürriyet aşığıdır. Hürdür! Ülkede henüz İstiklâl Marşı söylenmezken, “Erzurum Marşı” söylenmektedir. 1. Mecliste Durak Sakarya, Hüseyin Avni Ulaş gibi müthiş dadaşları görüyoruz. Burada isyan ruhuna değinmişken Nurettin Topçu’yu anmadan geçmeyiz. Kendisi “İsyan Ahlâkı” isimli kitabı yazmıştır. İdeal bir dadaştır. Onun, erdemli, ahlâklı ve bilgelik dolu yaşam tarzı dadaşlığı özetler.

MISIRLIZADE MEHMET EFENDİYE AİT BİR ANI

Dadaşlık kavramında dostluk, dayanışma ve yardımlaşma vardır. Buna ilişkinde örnekler verebilir misiniz?

GÜZEL: Buna, annem tarafından dedem olan Mısırlızade Mehmet Efendiye ait bir anıyla cevap vermek isterim. Mısırlızade Mehmet Efendi bir gün mağazasından dışarıya bakarken Ağrı’nın Tutak ilçesinden olan askerlik arkadaşını görür. Burada arkadaşının ismini vermeyeceğim. Dedem, yanında çalışan elemanına “ mağazanın önünden geçen beye ulaş. Kendisinin Tutak’lı filanca kişi olup olmadığını sor. Evet, derse onu içeriye davet et” der. Çalışan, söylenen kişinin yanına gider ve “siz Tutaklı filanca kişi misiniz” diye sorar.  Evet, cevabını alınca kendisini mağazaya davet eder.  Dedem, sohbet esnasında, askerlik arkadaşının sıkıntı içinde olduğunu öğrenir. Hayvancılık ve manifatura işiyle uğraşan bu arkadaşının zengin birisi olmasına rağmen maddi sıkıntılar içine düştüğüne üzülür. Dedem çalışanlarına dükkânın tezgâhlarından değişik türden malları indirtir ve arkadaşına dönerek şunları söyler.  Muhterem kardeşim, “Bu malları al, dükkânına götür ve sat. Eğer yolda bu malların ve senin başına bir şey gelirse bu mallar ananın ak sütü gibi sana helâl olsun. Eğer dükkânına koydun, dükkânında bunların başına bir şey gelirse yine ananın ak sütü gibi helal olsun. Eğer götürdün satamadın veya parasını sattın da alamadın yine ananın ak sütü gibi helal olsun. Sattın eline para geçer, sıkıntılarını giderir, elin açıldığında benim paramı getirirsin” der. Aradan bir müddet geçtikten sonra dedemin arkadaşı Erzurum’a gelir ve mağazaya uğrar. Bu sefer sevinçlidir.  Dedeme sarılarak,“ senin verdiğin malları dükkânıma koyduktan sonra işlerim açıldı, alacaklarım geldi. Allah’a şükür ” der ve ödemesini yaparak teşekkür eder. İşte burada arkadaşlık, dostluk, dayanışma, yardımlaşma ve insanlık vardır. Burada dadaşı ve dadaşlığı görüyoruz.

Dadaşlık kavramı içerisinde ahlak, edep, saygı, tevazu, merhamet, bağışlamak ve affetmek önemli yer tutar. Bunlara ilişkin de örnekler verebilir misiniz?

DADAŞLIK TÖRESİ

GÜZEL: Şehrimizin yetiştirdiği ünlü boksörlerden 81 kiloda boks şampiyonu olan Nazif Kuran vardır. Bu ağabeyimiz, Türkiye Şampiyonası’nda bir başka Erzurumlu boksörümüz Selami Karakelle ile karşı karşıya gelmişlerdi. Selami Karakelle, kendisinden yaşça büyük ve daha tecrübeli olan  Nazif Kuran’ı, hakem kararı ile mağlup etmişti. Bizde maçı televizyonda izlemiştik. Maç sonunda Selami Karakelle, Nazif Kuran’ın elini öpmüş, Nazif Kuran’da, Selami Karakelle’ye sarılarak onu tebrik etmişti. Selami Karakelle yıllar sonra bu maçı bana anlatırken  “Hakemler maçı bana vermiştiler”  diyerek özetlemişti. Dikkat edin! Ben yendim, ben kazandım, galip geldim demedi. Büyüğüne saygı gösterdi. Bu İslam’da, Türk Töresinde vardır.

Bir başka örnekte cirit sporumuzdan vermek isterim. Cirit her ne kadar savaş sporu gibi gözükse de özünde, fedakârlık, saygı ve bağışlamak vardır. Diğer spor dallarında fırsat buldun mu rakibi ezmek vardır. Ciritçi atın üstünde rakibini yakaladığında ciriti atar gibi yapar ama atmaz. “Seni, doğuran anana bağışladım “ der. Karşıdaki de eğilir, başıyla onu selamlar.

BİR TEVAZU ABİDESİ: NUSRET KARASU

Tevazu konusunda 1960 yılında sağlık bakanlığı görevini yürüten Nusret Karasu’yu da anmak isterim.  Karasu Hoca, dünya tıp literatürüne geçen ender Türk doktorlarından biridir. Verem salgınının olduğu yıllarda, veremle mücadele eden önemli bir hekimdir. “Çeşitli yönleriyle Erzurum “diye bir kitap yazmıştır. Bir çok şehirde hastanelere ismi verilen kıymetli büyüğümüzün ismi ne acıdır ki Erzurum’da  bir sağlık ocağına, bir hastaneye  verilmemiştir. Burada öğrencilerinden dinlediğim bir anısını sizlere aktarmak istiyorum. Hoca, bakanlık yaptığı dönemlerde öğrencileri ile birlikte piknik yapmak için Ankara’ da ki baraj gölüne doğru yola çıkar. Önde hocanın arabası, arkada ise talebelerinin bindikleri araçlar vardır. Göle yaklaştıkları zaman askerler araçları durdururlar. Talebeleri göle gitmekte bir sıkıntı yaşamayacaklarını düşünmektedirler. Hoca hem sağlık bakanıdır, hem de subaydır. Öğrencileri bir bakarlar ki hocanın arabası geri döndü. Tabi mecburen talebeleri de geri dönerler. Yol da araçları durdurup mola verdiklerinde, talebeleri Hoca’ya neden geriye döndüklerini sorarlar. Nusret Hoca, “Evladım yasakmış da ondan döndüm” cevabını verir. Talebeleri hocam “siz hem asker, hem de sağlık bakanısınız” derler. Bu itiraza hocanın cevabı şöyledir.” Evladım!  Öyle şey söylenir mi? Bu ayıptır. Yakışık almaz” der. İşte bu dadaş tavrıdır. Kimliğini, makamını, ön plana çıkarmadan tevazu göstermiştir. Nusret Karasu 1971 Muhtırası’nda, kendisine kurulacak olan hükümette yeniden sağlık bakanı olarak görev alması teklifi gelince bu teklifi ben o görevi bir kere yaptım bir daha yapmam yakışık olmaz ama isterseniz size talebelerimden birini öneririm” der ve asistanı Türkan Akyol’u, sağlık bakanlığına önerir. Bu görüşmeden sonra Türkan Akyol, Türkiye’nin ilk kadın bakanı olarak kabinede yer almıştır. Nusret Karasu,  insanların küçük makamlar uğruna dahi birbirlerini kırıp geçirdikleri bir dönemde bakanlık gibi bir makamı elinin tersiyle geri çevirmiş ve herhangi bir ön yargı beslemeden bir bayanın bu koltuğa oturmasına referans olmuştur. İşte bu bir dadaşlık örneğidir.

Tıp sektörü içerisinde olmam nedeniyle hekimlik dünyasından birkaç örnek daha vermek isterim. Dr. Tayyip Cinisli Erzurum’un asil dadaşlarından biridir. Verem salgınının kol gezdiği bir dönemde perişan durumda olan  bir hastayı muayene etmektedir. Muayenesinden sonra oradaki hasta bakıcıya, hastayı odasına götürüp yatırmasını ister. Hasta bakıcı bu durum karşısında isteksiz bir tavır takınınca Tayyip Bey, hasta bakıcıyı itekler ve tokat atacakmış gibi elini kaldırır, sonra bundan vazgeçerek hastayı sırtına alır ve odasına götürerek yatağına yatırır. Hasta şaşırmıştır. Koskoca baştabip hastayı sırtlayıp taşımıştır. Bir müddet sonra Tayyip Bey, hastabakıcıyı çağırır ve  ona ” Oğlum! Böyle şeyler olur. Kalbini kırdık, kusura bakma” diyerek gönlünü alır. Hasta bakıcı “aman hocam, estağfurullah” diyerek elini öper. Hoca bununla yetinmez hasta bakıcıya bir takım elbise alır ve hediye eder. Şimdi bakın burada Tayyip Bey bir dadaşlık örneği sergilemiştir. Merhamet, bağışlama, tevazu, hatasından dönme, insana değer verme bu örnek içerisinde yatar.

Dr. Salim Cimilli, cuma akşamları mesai bitiminden sonra çantasına ilaçla doldurur ve faytonuyla  fakir mahalleleri gezer, kapıları tek tek çalarak hastanız var mı diye sorarmış. Hasta varsa içeriye girer, muayene eder ,ilacını verir çıkarmış. Dikkat edin! Maddiyat yok, unvan yok, statü yok. İnsana verilen değer ve topluma karşı olan sorumluluk var. İşte bu dadaşlıktır.

DADAŞLIK VE DEVLETE SADAKAT

Erdal Bey, dadaşlık kavramı içerisinde devlete bakış açısı nasıldır?

GÜZEL: Devlet, Dadaşların gözünde kıymetlidir, kutsaldır. Dadaşlık kültürü içinde devlet malına aşırı özen vardır. Dadaş, devletin çöpüne dahi ihtimam gösterir.” Devletin mesaisinden çalınmaz, devletin malı, devletin aracı özel işlerde kullanılmaz “diye bilir. Abdürrahim Şerif Beygu, öğretmendir. O günlerde devlet, yazılı kağıtlarını okuması ve gereken notları tutması için  öğretmenlere kalem ve kırtasiye yardımı yapmaktadır. Abdurrahim Şerif Beygü’nün çocukları  “ Ders çalışırken bazen kalemimiz biterdi. Bizde babamızdan kalem isterdik. Ancak o bize” bu kalemler olmaz, bunlar devletin kalemidir” der ve bize para vererek bakkaldan kalem almamızı söylerdi.

Hocam Dadaşlık içerisinde dayanışma ruhu önemli bir unsur. Bu konuda örnek verebilir misiniz?

DADAŞLIK VE DAYANIŞMA

Dr. Temel Bey, İstanbul’dan Erzurum’a tayini çıkmıştır. İlk önce kendisi Erzurum’a gelir ve bir ev tutar. Hanımı ve çocukları gelmeden önce evini temizlettirmek ister. Bütün arayışlarına rağmen bir türlü , para karşılığında evini temizleteceği kimseyi bulamaz. Kime sorsa, Erzurum’da böyle bir şeyin olmadığını söylerler. Bir müddet sonra hanımı Erzurum’a gelir, Bakar ki ev temizlenmemiş. Dr. Temel Bey çaresiz bir şekilde ve son bir ümitle hastaneden birilerini bulma ümidiyle işe gider ama kimseyi bulamaz. O üzüntüyle akşam evine geldiğinde şaşırır kalır. Ev temizlenmiş ve yerleşmiştir. Hanımına “Bu nasıl oldu” diye sorar. Eşi gülerek “hiç sorma bey” der. “Sen çıktıktan sonra mahallenin genç kızları ellerinde temizlik malzemeleriyle kapıyı çaldılar. Şarkılar söyleyerek, güle oynaya sobayı yaktılar, evi temizlediler, komşular; sabah kahvaltılık getirdiler peşine öğle yemeğini verdiler. İşlerini bitirdikleri zamanda, bu akşam yemek yapmaya fırsat bulamazsın diyerek ,akşam yemeğimizi de getirip gittiler.” İşte buradaki dayanışma ve yardımlaşmada dadaşlık vardır. Bizim mahallelerimizde yardımlaşma, dayanışma ve oto kontrol vardır. Mahallelerimizde ayrıştırma yoktur. Oradaki mutluluk ve acı birlikte paylaşılır. Birlikte tebessüm edilir, birlikte ağlanır. Baca kapıları dosta ,cümle kapıları komşuya açılır.

Hocam! Bu güzel söyleşi için size çok teşekkür ederiz. Ağzınıza ve yüreğinize sağlık.

Ben size teşekkür ederim. Çünkü Erzurum için hakikaten samimi çabalarınız ve örnek çalışmalarınız var. Her zaman için size kapımız, gönlümüz açıktır. Sağ olun var olun.

 

 
Erzurum'da Buzlanan yolda araçlar şarampole uçtu
 
Atatürk Üniversitesi Dünya ile Rekabete Hazırlanıyor
YORUMLAR
Toplam 5 yorum var, 5 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen 1 yorum var.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Ömer Gedik 28 Aralık 2018 Cuma 04:11

Doğru söylüyorsunuz dadaş ! Çare ? Bilgi ! Sermaye ! Yetişmiş İnsan. Kaçıyor ? Her mikrofonu eline alan güzel konuşuyor ! Elini taşın altına koyan yok ! Elini Cebine atan yok ! Sen ağa ben ağa inekleri kim sağa boşuna söylenmemiş ! ERZURUM lu dışarda olan birisi olarak 1980 yılları Daha güzeldi ve Canlıydı gibi geliyor !!!! Slm ve saygılar dilerim

Yorumu oyla      0      0  
Cavit temel 28 Aralık 2018 Cuma 00:02

Bir dadas bu kadar guzel anlatilabilirdi cok cok tesekkurler

Yorumu oyla      0      0  
Mustafa Ertek 27 Aralık 2018 Perşembe 21:59

Akşam akşam mest edici bir kültür ziyafeti çektiniz değerli Güzel Dadaşım. Teşekkürler. Dadaş çelik bir yaydır Ona güç kuvvet veren Hayy’dır.

Yorumu oyla      0      0  
Şadi Kılıç 27 Aralık 2018 Perşembe 17:07

Erdal hocam varya ağabey bacılarım işi gücü beni ağlatmak kendisiyle onur duyuyoruz

Yorumu oyla      0      0  
M.EMİN IŞIK 27 Aralık 2018 Perşembe 14:51

Dadaş büyük kardaş demek İşte dadaş bu demektir Gururludur gayet dik baş İşte dadaş bu demektir Dadaş gayet tatlı dilli Edepli erkanlı yollu Bakışı sert göğsü kıllı İşte dadaş bu demektir Dokunmasan dadaş kızmaz Dadaş ahlakını bozmaz Coşarsa dünyaya sığmaz İşte dadaş bu demektir Moskof sınırları aştı Ona dur diyen dadaşti Ninesi bile savaştı İşte dadaş bu demektir Reyhaniyi yoldaşımız Kılıç taksin çağdaşımız Yaradandır yol daşımiz İşte dadaş bu demektir.

Yorumu oyla      0      0  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
TTK’dan 'Sarıkamış’a Vefa' belgeseli
Türk Tarih Kurumu, Sarıkamış harekatını ele alan 'Sarıkamış’a Vefa (İstiklal)' ...
Başkent’te Erzurum Kongresi betimlemesi
Çankaya’nın büyük parklarından olan ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ...
Gençler, Topçu’yu anlattı
Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Erzurum Şubesi’nin geleneksel sohbetleri devam ediyor.
 
Belleten 295. sayısıyla okurlarla buluştu
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesindeki Türk Tarih Kurumunun ...
Sosyal medyada izlenme rekoru kırdı
Türk Halk Müziği sanatçısı Fikret Şimşek, Sarıkamış Harekatı'nın 104. ...
Sarıkamış Şehitlerine vefa
Güneş Vakfı tarafından geleneksel olarak düzenlenen Cuma Günü Konferansları ...
 
Pakdemirli: “Akif hem alim, hem ariftir"
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, "O, var olan mücadelemizi, gönül ...
Erzurumlu Şair Bayar’a ödül
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Gazi Kültür A.Ş. ve Serencam Yayınları’nın ...
TÜRKSOY Daimi Konseyi’nin sonuç bildirgesi açıklandı
Türk Dili Konuşan Ülkeler Kültür Bakanları 36. Dönem Daimi Konsey Toplantısı ...
 
DADAŞ GAZETESİ
YAZARLAR
İrfan Kayagil
İrfan Kayagil
Bencil
Nedim Atakol
Nedim Atakol
Bir yerde Reis’e ve partisine olan destek azalıyorsa bilesiniz ki orada kötü bir temsil vardır…
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
DADAŞ
ANKET
Erzurum Havalimaninin ismi ne olsun?

Recep Tayyip Erdogan
Nafiz Kotan
Palandoken
Saltuklu
Dadas

Sonuçları göster Anket arşivi
Ana Sayfa Gundem Ekonomi Siyaset Asayiş Eğitim Spor Kültür & Sanat Sağlık & Yaşam Araştırma Polemik
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva