Halkbank Genel Müdürü Ali Fuat Taşkesenlioğlu, Türkiye’nin güçlü ekonomisiyle kendisini ispat eden bir ülke olduğunu belirterek, “Dünya ekonomisi içerisinde söz sahibiyiz. Bu nedenle ki ülkemizin istikrara ihtiyacı vardır” dedi.
Bankacılık sektörü içerisinde 27 yıl görev alan ve hemen her bölümde uzmanlaşan 2014 yılında ise Halkbank Genel Müdürlüğü görevine getirilen Ali Fuat Taşkesenlioğlu, bankacılık sektöründen, Türkiye’deki ekonomik istikrara kadar birçok konuda Yaşam Dergisi’ne önemli açıklamalarda bulundu. Halkbank’ın birçok sosyal içerikli projelerde yer aldığını ifade eden Taşkesenlioğlu, “Toplumun yararına olan her işe destek oluyoruz koşturuyoruz” diye konuştu.
Halkbank’ın Türkiye ekonomisi için büyük önem taşıdığını dile getiren Taşkesenlioğlu, “Ülkemizde ve uluslararası piyasalarda önemli başarılara imza atan köklü ve başarılı bir kurum. 77 yıllık tarihiyle, iştirakleri ve tüm çalışanlarıyla birlikte büyük bir aile. Ben de bu büyük ailenin bir parçası olmaktan gurur ve mutluluk duyuyorum” şeklinde konuştu.
“BİR EKONOMİK KRİZ YOK VE OLMASINI NE ÖNGÖRÜYOR NE DE UMUT EDİYORUM”
“Öncelikle dünyadaki ekonomik koşullara baktığımızda küresel ekonomilerdeki durgunluğun 2014’te devam ettiğini ve 2015’in ilk çeyreğinde de etkisini sürdürdüğünü görüyoruz” diyen Taşkesenoğlu, şunları kaydetti:
“Küresel büyümedeki bu yavaşlama bankacılık sektörünün karlılık oranları üzerinde de etkili oluyor. Ülkemize döndüğümüzde ise 2001 krizinde ekonomisi ve bankacılık sektörü ciddi hasar gören Türkiye, ekonomik anlamda bir yeniden yapılanma sürecinden geçti. Bu süreç sayesinde istikrarlı sonuçlar elde etmeye başlayan ülkemiz, 2008’de patlak veren küresel ekonomik krizi yara almadan atlatırken, kamu bankaları dahil hiçbir bankaya sermaye yardımı yapmak zorunda kalmayan çok az ülkeden biri oldu. Son 10 yıldır uygulanan istikrarlı ekonomi politikaları sayesinde krizlere dirençli hale gelen Türkiye ekonomisi bugün dünyanın en büyük 16. ekonomisi olarak küresel ekonominin önemli aktörleri arasında yer alıyor. Küresel ekonomik gelişmeler bankacılık sektörünün karlılık oranlarını etkilese de genel ekonomik iyileşmenin etkisiyle bu durumun pozitife döneceğini ve 2015 yılında Türk bankacılık sektöründe kârlılık anlamında daha olumlu sonuçlar elde edilebileceğini düşünüyoruz. Bu doğrultuda kredi ve mevduat hacminde de artışlar bekliyoruz. Sorunuza daha net bir cevap vermem gerekirse, bir ekonomik kriz yok ve olmasını ne öngörüyor ne de umut ediyorum.”
“BANKACILIK SEKTÖRÜNDE YOĞUN BİR REKABET VAR”
Gerek faiz oranları gerek büyük projelere yönelik finansmanın sağlanması noktasında kamu bankalarının ekonomik istikrara önemli katkıları olduğunu belirten Halkbank Genel Müdürü Taşkesenlioğlu, şunları kaydetti:
“Bankacılık sektöründe yoğun bir rekabet var. Kredi kullandırmak üzere uygun fiyatları bulmak için bir rekabet söz konusu. Biz kamu bankaları olarak mevduat faizlerinin çok artmaması için o yarışın içinde değiliz. Bu durum kredi faizlerinin de belirli seviyelerde seyretmesini sağlıyor ve kamu bankaları olarak sağladığımız uygun faizli finansmanla ekonomiye katkıda bulunuyoruz. Kamu bankalarının ekonomiye destek verdiği alanlardan birisi de büyük projelerin finansmanı. 3. köprü, yeni havalimanı, körfez geçişi gibi önemli projelerin hemen hemen hepsi kamu bankalarının desteğiyle devam ediyor. Türkiye’nin büyük projelerine Türk bankalarının finansman desteği sağlaması, Türk bankacılık sektörünün uzun vadeli kredi sistemine girmesi hepimiz için bir gurur meselesi. Birkaç yıl öncesine kadar hayaldi böyle şeyler. Bankacılık sistemimizin bugün geldiği nokta ve ekonomiye sağladığı destek, ülkemizin de ekonomik hedeflerini gerçekleştirmesi için çok önemli. Bu noktada bankamızın da kuruluşundan bu yana sürdürdüğü misyondan ve ekonomik istikrara katkılarından bahsetmek istiyorum. 1938 yılında esnaf ve KOBİ’leri destekleme hedefiyle kurulan Halkbank, o tarihlerde esnaf ve KOBİ kredilerini bile erkenden geriye çağıran bir banka idi. Bugün geldiğimiz noktada, yani 2015 Mart sonu itibarıyla, aktif büyüklüğünü 17,4 milyardan 161,3 milyar TL’ye, nakdi kredilerini 1,2 milyardan 108,4 milyara yükseltmiş bir bankadan bahsediyoruz. 89 kattan fazla artış elde ettiğimiz bu alanda bugün karşılaştığımız bu tablo bizim menkul kıymet ağırlıklı bilançodan reel sektörü destekleyen bir bilanço yapısına dönmemiz demek. 2015 yılı ilk çeyrek sonuçlarına göre bilançomuzdaki kredi oranı yüzde 67,2 menkul kıymet oranı ise yüzde 16,5. Yani 2002 yılında kamuyu fonlayan ancak reel sektöre pek katkı sağlamayan bir bankayken bugün gelinen noktada asli görevini yapan ve yıllardır reel sektörü bütün imkânlarıyla destekleyen bir bankaya dönüştük.”
“BANKAMIZIN DÜNYANIN EN BÜYÜK 150 BANKASI ARASINDA YER ALMASINI HEDEFLİYORUZ”
Halk Bankası’nın yapacağı yeni çalışmalar ve yatırımlar hakkında bilgi veren Taşkesenlioğlu, “Halkbank olarak önümüzdeki dönemde gerçekleştireceğimiz atılımlarla Halkbank markasını yurtiçinde ve yurtdışında daha yükseklere taşımayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda 2015-2020 yılları için yol haritamızı yeniden belirledik. Gerçekleştireceğimiz çalışmalarla bilanço yapımızı ve uluslararası piyasalarda sahip olduğumuz itibarı daha da güçlendireceğiz. Güçlü sermayemizle gelecek 5 yılda da önemli başarılara imza atmayı ve Türkiye’nin en verimli bankası olma yolunda emin adımlarla ilerlemeyi sürdüreceğiz. Bu çalışmalarımız sonucunda Bankamızın dünyanın en büyük 150 bankası arasında yer almasını hedefliyoruz” dedi.
“ÜLKEMİZİN İSTİKRARA İHTİYACI VARDIR”
Türkiye’nin güçlü ekonomisiyle kendisini ispat eden bir ülke olduğunu belirten Taşkesenlioğlu, “Dünya ekonomisi içerisinde söz sahibiyiz. Bu nedenle ki ülkemizin istikrara ihtiyacı vardır” dedi.
KOBİ’lerin de önemine değinen Halkbank Genel Müdürü Ali Fuat Taşkesenlioğlu, “Halkbank olarak hedefimiz, KOBİ bankacılığındaki liderliğimizi sürdürürken bankacılığın her alanında fark yaratacak ürün ve hizmetler geliştirmek. Bu alandaki uzmanlığımızla KOBİ’lerin ihtiyaçlarını tespit ederek, onlar için yenilikçi çözümler sunuyoruz. Sektörde 2014 yılsonunda 333 milyar TL düzeyinde olan KOBİ kredileri, 2015 yılının ilk çeyreğinde yüzde 3,8 artış göstererek 346 milyar TL’ye yükseldi. Biz de Halkbank olarak yılın ilk üç aylık döneminde yüzde 9,8 artış göstererek sektörün çok üzerinde bir büyüme elde ettik. Kredilerde elde ettiğimiz bu artış pazar payımıza da yansıdı. KOBİ kredilerinde 2014 yılsonunda yüzde 11,7 olan pazar payımızı, 2015 yılının ilk 3 aylık dönemi sonunda yüzde 12,4’e kadar yükselttik. Rekabetin yoğun bir şekilde yaşanmakta olduğu bu segmentte, Bankamız KOBİ kredilerinde sektörün üzerinde büyüme oranı ile birlikte, pazar payını artırma başarısını da göstermiştir KOBİ’lere en uygun finansal desteği sağlamanın yanında onların ihtiyaçlarını doğru analiz edip, danışmanlık ve eğitim hizmetleri vererek finansman dışı desteklerle de yanlarında olmayı amaçlıyoruz.”